KeMaN..

Ben Neden Hiç Bloguma Yazmıyorum Ya :S

Evet bugün farkettim. Ben hiç yazmıyorum bloguma :)) Ali aldı başını gidiyor :p bende tık yok :)) Gerçi pek vaktim de olmuyor.. Neyse fazla uzatmadan başlasam iyi olucak :)

Şu aralar çok yoğun geçiyor, dönem sonuna yaklaşıyoruz. 9 Ocak cuma günü seminerim var, aynı haftalara yetişmesi gereken makalem var, keman sınavım var ha bir de işitme. İşitmeden pek bi korkuom yok aslında, ilk notum güzel geldi. Keman da pek korkutmuyor. Gerçi komisyonda başka hocalar da olucakmış. Eşliğimi Bulgaristan'da konservatuarda okumuş bir hocamız yapacak o yüzden çok heyecanlıyım :) Makale de fena gitmiyor ama seminer için biraz endişeliyim :s Danışmanım Burdur'daki üni.nin rektörü :s pek vakit bulup çalışamadık. Ben zatan haftada bir gün ordayım dersleri bir güne topladığımız için. Bir de bu hafta son ana bırakıyorsunuz demez mi :s Evet dedi. Ben ne dedim? " Hocam haftada bir gü.." " Özür dile.." Sonu gelmiyor cümlelerin :) korkudan :)) Adam koskoca REKTÖR YaaAA :s şaka değil yani :) Ben tabii anında uçukladım :) Ciddiyim :))) Hayır bırakmaz büyük ihtimal ama, düşüncesi bile sıkıyor beni çünkü İzmir - Burdur arası 6 saat ve günlük akış şu şekilde: çarşamba gecesi 02:00 Burdur arabasıyla macera başlar. Sabah 7:30-8:00 arası Burdur'a varırsın. Bu arada 2-3 saat uyuyabilmişsindir tabii ki. 10:00'a kadar Seda'yla Simit Sarayı'nda güne merhaba. :D 10:00 ders, 11:00 rektörden randevu alma çabaları. Sekreter seni sallamaz. Öğleden sonra gel der. Bu arada eşyalarını koyabileceğin bir yer yok. Laptop, keman, sırt çantan ile bir bütün olmuş dolaşıyorsun. Muhtemelen rektörlükte o yüzden sallamıyorlar beni ya neyse :) Öğleden sonra işitme dersi, yorgunluktan ve uykusuzluktan hiç birşey işiteme :D ( geçmiş haftalarda sınava girmişliğim var bu halde :s) neyse sonra keman dersi, ardından Rektörle görüşme. Saat 17:00. 17:45 İzmir aracına yetiş, Kamil Koç Rahat hat sağolsun hazır çorba ve sandviç seni yatıştırır. 6 saatin sonunda İzmir. İki gün kendine geleme tabii. 5 gün sonra yine yola çık :)) Bazen diyorum bu işkenceyi gerçekten kendim mi seçtim ? Her neyse, dersten kalmak konusunda neden korktuğumu anladınız mı?

Bir de maddi sıkıntı var hala çözülemedi..Halk eğitimde keman dersleri vermeye başlıyacaktım bu dönemin başında ama önümzdeki hafta anca gerçekleşicek sanırım. Katıldığım bir iki orkestra var, hatta birinde ünlü oldum ehehe :D buyrunuz link: http://www.milliyet.com.tr/Ege/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1030917&Date=19.12.2008&Kategori=ege&b=Izmire%20yeni%20kurum :) Bu kurumun da sınavı var, olursa yırttım demektir. Yüksek lisans öğrenim kredisi çıktı bir de allahtan, ocakta yatıcakmış. Önümüzdeki aya baya bir rahatlamış olucam gün sayıyorum işte :) Şimdilik bu kadar.. Biraz sıkıcı bir yazı oldu bu sefer ama ne yapalım, bu seferlik böyle oldu. Umarım işler bir an önce rayına girer de daha komik yazılar da yazarım :) ( Aminnnn :) ) Hadi görüşürüz.. :)

:)

ONE MAN BAND - kewego
Video du studio Pixar (connu pour le dessin animé "1001 Pattes") réalisé par Mark Andrews et Andy Jimenez en 2005.

Deux musiciens de rue s'affrontent pour obtenir une pièce de la part d'une fillette pleine de surprises.

Génial.
Keywords: one man band

by james jean

A CLOKWORK ORANGE



"Otomatik Portakal"... Britanya'da endüstri sonrası bir şehirde, ahlaki değerlerin birbirine karıştığı bir toplumda, Alex üzerinden toplumsal değerlerin çatışması konu edilmiştir. Alex bir holigandır ve zaman geçirmek için bir sokak çetesine katılır. Daha sonra çete üyeleriyle oluşan fikir ayrılıkları yüzünden polise ihbar edilir, bu noktadan sonra polis tarafından beyninin yıkanarak topluma kazandırılma metodu ve sonrasını anlatır. Kubrick'in bu filminin en çok konuşulan filmi olmasının nedeni içerdiği şiddet unsurudur. Şiddet her insanın içinde vardır, bu kaçınılmaz bir gerçektir. Başkarakter Alex Beethoven hayranıdır ve onun gözlerine her baktığında şiddet görür, 9. senfoniyi dinlediğinde bir şiddet eyleminden sonraki rahatlığı hissetmesi, sanatın şiddet temasından izler taşıdığına yeterli bir kanıttır aslında. Alex'i şiddete sürükleyen toplumdur, yoksa arkadaşlarının gözünden düşecek, itibarı kaybolacaktır. Ayrıca başka bir sahnede soymak için girdiği bir evde sanat hayranı olan bir kadının elinde Beethoven büstüyle Alex'i kovalaması sanattaki şiddet ve ironiyi bütünleştirir. Bu yüzden Kubrick'e yapılan eleştiriler yıkıcıdır ve asıl amacı göz ardı edilmektedir.

Kitaptan bir alıntı aslında kitabı özetliyor: "Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum..."

(Wikipedia)

ne biçim hava yahu bu!


evet bu ne biçim hava sevgili ziyaretçi, sorarım sana. yaz desen değil, kış desen hiç değil. evden çıkarkene ne giysem ne giysem diye kırk saat düşünüp dolaptaki bütün giysileri indirip -hatta deneyip- sonra ilk giydiğimde karar kılıp dışarı çıkıyorum. peki neye göre veriyorum kararımı? vallaha ben de bilmiyorum, ne bulduysam artık sinirden giyip çıkıyorum. ama insan madara oluyor resmen. geçen baktım hava soğuk, kalın giyindim biraz. ama ayakkabıyı babet giydim abartmayayım dedim. sen yağmur yağ. allah kahtermesin seni ayaklarım sırılsıklam oldu diye diye eve koş. ertesi gün aynı kombinasyon altına çizme giy. sen güneş çık. hay allahım yarabbim :D :D sinirden bigün çıplak çıkıcam, o olucak söylemedi demeyin sevgili ziyaretçilerim...
çüss..

biri beni kurtarsınnnnn :)

62%

This quiz was provided by - Match Special

Çok güzel bir site buldum arkadaşlar, çok orjinal düşünmüşler ve site dizaynı çok ilginç.Resim yok bu sefer kendiniz bakın ve görün :p :) tıklayın: http://mixtape.exopolis.com/

rüya gibi...:)

Ya düdük gibi olmamış mı allah aşkına :D:D yılbaşı hindisi haha :D:D :P

Bisiklete binmek istiyoruuuuummm!!! Acaba bisikletimi çalan şahıs bu çağrımı görüp bizikletimi geri getirir mi?.. :(

bu kadar rahat gözüken bir yatak daha gördünüz mü?

Bir Tatilin Daha Sonuna Geldik :)


Evet koca bir yaz geçti.. Bu yaz nasıl geçti diye düşününce aklıma ilk olarak otel geliyor tabi :s :) Haftanın dört günü Pamukkale yolları taştan :) Servis işkencesi.. Sonracığıma kızlarla güzel gezdik. İzmir'e gittikk, Muzo'yla Ali'yle İstanbul'a gittik, annemlerle Bodrum'a gittik, düşününce güzel geçmiş di mi :) Metallica konseri çok güzeldi en büyük heyecan oydu heralde :)

Hafta sonu İzmir'deyim, pzt. ya da salı Burdur'a kayıt yenileme için gidicez, öbür hafta okul açılıyor zaten.. Rahata çok alıştım bilmiyorum ne olucak bu dönem :s Bir de bu dönem orkestra fln kurulucakmış, resital verme gibi bir planım da var bakalım nasıl olucak.. Bir de seminer var bu dönem tabii :s Allahım kolaylık ver yarabbim :D Şimdiden gözüm korkuyo ama neyse :D Bir de bu son ders dönemi, dananın kuruğu bu dönem kopacak yani arkadaşlar :D Bakalım ne yapıcaz, nerde kadro bulucam, İzmir hayal mi olucak.. Hepsi çok yakında :p :)

Bu aralar İzmir'i okulu ordakileri çok özlüyorum, umarım kısa zamanda geçer :s Herkese iyi bir dönem diliyorum.. Ve yazımı tatilden kalan Bodrum fotoğraflarından güzel bir fotoğrafla noktalıyorum efenim. Esen kalın :)

Yiğit Özgür'den başkası olamaz di mi :))


gitmek istiyorum burayaaaa :(


Bugün "Bant Dergi" hakkında konuşmak istiyorum... Bant Dergi içeriğinden sayfa kalitesine kadar inanılmaz bir dergi. Beni illüstrasyonla tanıştıran dergi :) Müzik açısından da çok doyurucu, çok değişik ve ilgi çekici grupları işliyorlar. İlk aldığım günden beri düzenli olarak alıyorum, içine gömülüp gidiyorum..:)Bu ay kısa haberlerinde bir başlık çok dikkatimi çekti, BOA adında bir giyim markası. % 100 organik pamuk ve organik boya kullanılıyor ve tasarımlar çok ilgi çekici. Daha fazla bilgi için sitelerini gezmenizi tavsiye ederim. http://boastudio.blogspot.com/Özellikle yandaki pelerinler çok hoşuma gitti :) Konuyla ilgili tek temennim daha fazla yerde ürünleri görebilmektir. Saygılar efenim.

başlıyoruz..

evett.. başlıyoruz :)
25 temmuz cuma 22:00 otobüsüyle istanbul'a yola çıktık efenim. 12 saat boyunca sadece boğazdan geçerken uyumayı başardım. (Kendimi ayrıca kutluyorum). Neyse, o gün boğaz turu yaptık. 7 buçuk milyona boğaz turu şaka gibi. hem de 2 saat sürdü bitmek bilmedi yahu. insan boğaz turundan bile sıkılabiliomuş. :p şaka bi tarafa süperdi. Boğaz manzaralı evleri gördükçe tiksindik, küfretmeye başladık. İnsan mısınız ulen siz dedik. İnsanın evinin önünde yatı olur mu?

Boğaz turundan sonra Kadıköy'de balık ekmek yedik. Tadı damağımda kaldı süperdi. Sonra Özden'in arkadaşları dağıldı, biz İstiklal'e gitmeye karar verdik. Vapurla Eminönüne gittik, tüneli bulmaya çalışırken Eminönü'nü de gezmiş olduk. Eminönü'nün çok değişik bi havası var, sanki başka bi kentteymişim gibi geldi. Neyse tüneli bulduk ve Taksim'e geçtik, Taksim ztn süper abi. bizim mekanlardan ;) ehe :D Neyse gece gece geyik yapasım tuttu benim. Yapmıycam ama ciddi yazıyorum. :s :D Devam edelim. İstiklal'de yürürken yağmur başladı, orda ıslanmak bile güzel geldi. Denizli'de olsam küfrederdim, ama İstanbul'da başka. "pi" diye bi bara oturduk, çok değişik bi mekandı, ama dibimizdeki vantilatör süperdi. Bize gelmesin diye yan masaya çevirdik bu sefer de sıcak geldi allahım. Açtık artık napalım. Allahım neden detaya giriyorum ben. Tamam girmiycem bi daha devam yine.

O gün öyle bitti sayılır, ertesi gün muzolar geldi, yine İstiklal'de buluşup bi yere oturduk gündüs gündüs içtik çok güseldi ama. sonraaaaa ME TA Lİ CAA
:))

Hayatımda izlediğim en güzel konserdi. sahne ses sistemi çok sağlamdı, metallica da gayet iyiydi.

yok yaşlandılar da yok kötüler de millet laf ediodu hiç konuşmasınlar döverim. Çok eğlendimm, çok güzel bi akşamdı iyi ki gelmişim dedim. Bu arada bizim yerimiz VIP'nin üstüymüş, bu sayede Şebnem Ferah'ı gördüm, zınk die kaldım, el salladım salaK gibi. o da bana el salladı çok şekerdi :D demek o da salakmış :D:D:D öff şaka yapıom. :D nese tabi bi tek o yoktu, Pentegram üyeleri ( alt grup olarak onlar da sahne aldı) sonracııma Mor ve Ötesinden basçı Burak, Janset vardı bu kadarını gördüm falla.

Konserden çıkarken patlama haberini aldık allamm korkuorum ben İstanbul'dan :s o kadar karışık bi şehir ki.. çok kalabalık geliyo bi de ..


gece 05:20 arabası ilen Denisliye dönüş.. Bu sefer uyudum ama :)
Gelir gelmez otele.. Erken indim sahneden bu sefer, çok yorgundum. Bugün de ezgiyle buluştuk, cuma İzmir'e gidicem Ezgi yarın gidio. Nese sonra otele yine 18:00 servisiyle :) bugün Çinli bi adam 10 dolar verdi :)) Bi de Tuna Dalgaları'nı çalınca baya alkışladılar :) Şimdilik bu kadar. Fotoları da atıcam sonra şimdilik hepsi elimde yok. Görüşürük.